Blogger tarafından desteklenmektedir.
Oooo neler var neler!

28 Aralık 2022 Çarşamba

LANETLİLER ŞAFAĞI

GOOGLE KİTAPLAR - OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

‘İnsanların anlayamadığı olayları çözmekte uzmanlaşmış olan Dedektif Angela ve Olağan Dışı Seri Olaylar ekibi son karşılaştığı olayda sinsi bir tehlikenin yeryüzündeki tüm insanlığı tehdit edeceğini anlayacaktı. Bu noktadan sonra işler çok karışacak, ekibe ilginç şekilde katılan gizemli kovboy ve gelecekten acı bir mesaj taşıyan yazılım uzmanı Vinella, ekiple birlikte hareket ederek insanlığın bu tehditle başa çıkması için her yolu deneyecekti’

‘İnsanlığın üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başlamıştı. Garip olaylar serisi tüm dünyada ortalığı ayağa kaldırmıştı. Kendi kendine patlayıp, paramparça olan insanlar dünyanın her şehrinde sokakları kan gölüne çevirirken, şuurlarını yitirip saldırganlaşmış diğerleri, tüm canlıların yüreğine korku salmaya başlamıştı.

Daha bu olaylar olmadan bazı ipuçları yakalamaya başaran tek ekip Olağan Dışı Seri Olaylar ekibiydi. Özel olarak seçilmiş insanlardan oluşan ekibin kuruluş amacı gizemli sayılan ve akla mantığa sığmayan olayların arkasındaki gerçeği ortaya çıkarmaktı.

Ekibin başı, sezgileri normal bir insandan çok daha ileri düzeyde olan Angela Sanchez, ekibini yönlendirirken sezgilerini hiçe sayıp bir hata yapmış, bu durum ise ortağını kaybetmesine yol açmıştı.

Olaylar büyüdüğünde hükümet duruma el koymuş, ekibi görevden almıştı, ama ortağını öldüren sebebi ortaya çıkarmaya kararlı olan Angela ve ekip çalışmalarına devam edecekti.

Bu esnada karşılarına çıkan gizemli kovboy ve onun geçmişi hepsini oldukça şaşırtmıştı. Ondan aldıkları bilgiler sayesinde bir hareket planı yapan ekip, sonrasında gelecekten bir mesaj taşıyan kaçak yazılımcı Vinella’yı yakalamıştı. Bu noktadan sonra ise işler çok daha fazla karışacaktı’


Yazarın Online Kimliği: https://linktr.ee/ceyhunozcelik

Yazarın Sosyal İletişim Kanalları:

Twitter: @ceyhunozcelikk

Instagram: @ceyhunozcelik.yazar

Facebook: @djceyhunozcelik

Web Sitesi: ortaevren.blogspot.com


YAZARIN TÜM KİTAPLARI

• Yazgı – Fantastik, Polisiye Olaylar Serisi

• Yıldızlara Seyahat – Zamanı Göstermek Hünerli Bir İştir

• Orta Evren Günlükleri – Ruh Tutucuların Yükselişi

• Orta Evren Günlükleri – Kristal Küre Birliği

• Orta Evren Günlükleri – Evrenin Anahtarı

• Orta Evren Günlükleri – Evrenini İncisi

• Orta Evren Günlükleri – Yok Oluşun Kıyısında

• Ümit Rıhtımı – Kaybolanlar

• Glütensiz Hayat – Tahıl Beyin Özeti

• Yalnızlıklarım – Salih Yıldız

• Bilmukabele Kalbim Kırıldı

• 100 Günde Beşer’i Alem

• Lanetliler Şafağı - Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı
Yazar: Ceyhun Özçelik - 12/28/2022

7 Ağustos 2022 Pazar

BİLMUKABELE KALBİM KIRILDI

GOOGLE KİTAPLAR - OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

'Gönlümün gülleri sadece dikenlerini bıraktı, geçti gitti. Dikenler battıkça ağlar, ağlar ama anlatamaz yüreğim. Günlerin getirdiği mutluluklar olsun gözlerinde. Hüzünler ise an gibi akıp gitmeden tatlı bir sızı salsın yüreğine yalnız benimle…

Ses gibi boşlukta, birden durup aniden dağılıyorum, yansıdığım zaman başka, kırıldığım zaman başka, içimden geçenler başka…Lacivert gecelerden ak sabahlara perşembelerin kayboluşu; sonraki gelen günlerden önce…

Yada avuçlarının içindeki suyun parmaklarının arasından akıp gidişi gibi Perşembelerden sonraki günlerin kayboluşu...Yanlış sabahlara uyandık.

Yaşanmışlar da bizimdir. Hatıralar bizim. İnsan sever. Sever de böyle mi yaşar?

Öfkesini kumsala boşaltıp geri dönen dalgalar vardır. Hiç oldu mu kaçırdığınız dalgalar gibi sevdiğinizi? Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyorlarmış dostlarım beni. Kaptanım ben… Kâğıt gemilerin kaptanı... Bilemezler onların bana hangi zamanlardan ne deli sevdalar getirdiklerini…'


Yazarın Online Kimliği: https://linktr.ee/ceyhunozcelik

Yazarın Sosyal İletişim Kanalları:

Twitter: @ceyhunozcelikk

İnstagram: @ceyhunozcelik.yazar

Facebook: @djceyhunozcelik

Web Sitesi: ortaevren.blogspot.com


YAZARIN TÜM KİTAPLARI

• Yazgı – Fantastik, Polisiye Olaylar Serisi

• Yıldız Tozu – Zamanı Göstermek Hünerli Bir İştir

• Orta Evren Günlükleri – Ruh Tutucuların Yükselişi

• Orta Evren Günlükleri – Kristal Küre Birliği

• Orta Evren Günlükleri – Evrenin Anahtarı

• Orta Evren Günlükleri – Evrenini İncisi

• Orta Evren Günlükleri – Yok Oluşun Kıyısında

• Ümit Rıhtımı – Kaybolanlar

• Glütensiz Hayat – Tahıl Beyin Özeti

• Yalnızlıklarım – Salih Yıldız

• Bilmukabele Kalbim Kırıldı

• 100 Günde Beşer’i Alem

Yazar: Ceyhun Özçelik - 8/07/2022

6 Ağustos 2022 Cumartesi

DOMATES SUYU / EFSANE İÇECEK

Merhaba değerli orta evren yolcuları. Uzun süreden beri google resimlerde oluşan problemden dolayı yayın yapmaya ara vermiştim ama artık sorun çözüldü ve kaldığımız yerden devam edebiliriz. Bu aralar hastası olduğum ve ara öğün niyetine yaptığım içeceğin tarifi ile sizlerleyim.

İki domates (pembe), bir limonun suyu, nane, tuz ve karabiberi bir robot aracılığıyla iyice karıştırıyoruz. İçine bir miktar su koyarsanız daha rahat oluyor işlem. Ardından ortaya çıkan domates suyuna buzlarımızı ilave edip bu sıcak havalarda içimizi rahatlatması için keyifle içiyoruz. Afiyet olsun... 

Yazar: Ceyhun Özçelik - 8/06/2022

29 Temmuz 2022 Cuma

YOK OLUŞUN KIYISINDA

SERİYİ TAKİP EDEN KİTAPSEVERLER İÇİN BİR AY ÜCRETSİZDİR. (Bitiş Tarihi: 01.09.2022) - OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!


Değerli Okuyucu;

Bu kitap serinin beşinci ve son kitabıdır. İlki 'Orta Evren Günlükleri', ikincisi ‘Kristal Küre Birliği’, üçüncüsü 'Evrenin Anahtarı', dördüncüsü 'Evrenin İncisi' adlı kitaplardır. Sırayla okuyunuz.

‘Evren yolcularının kâinatı yok olmaktan kurtarmak için geri dönmemek üzere çıktıkları seyahatin sonu evrenin incisinde son bulmuştu. Saf kötülüğün evreni boğma planını bozmaları gerekiyordu, ama bunu yalnız yapamazlardı.

İnsanlığın gizli koruyucuları ve evrensel güçler tarafından kader çizgisi yeniden belirlenen, yaşamın dengesini, devamlılığını sağlamak için seçilmiş olan Peter, onların bu amacına ulaşmasında yardımcı olabilecek miydi? Yoksa bildiğimiz yaşam sona mı erecekti? Bunun cevabı ise kendi potansiyellerinin hiç farkında olmayan insanların içinde gizliydi aslında’

'Uzay... Uçsuz bucaksız bir bilinmeyenler diyarı... Hem korkutucu hem de oldukça merak uyandırıcı bir bulmaca... Her insan hayatında bir kez olsun gökyüzüne bakıp orada neler oluyor demiştir içinden.

Hayatının yirmi iki yılını kaybetmiş, tam kendini bulmuşken kan kanserine yakalanıp ölümü bekleyen Peter için, geceleri yıldızlara bakmak katlanılmaz olan yaşamının son kaçış noktasıydı aslında.

Hayatının bu şekilde sonra ereceğini düşünürken kâinatı kurgulayan kozmik güçlerin onun için farklı bir planı olacağını asla bilemezdi. Son nefesini vermeyi beklerken dünyanın en zeki ve en zengin adamı olacağı onun hayal bile edemeyeceği bir şeydi.

Evrenin düşmesi ve bilinen hayatın yok olmasına çok kısa bir zaman kalmıştı. Her ne kadar kendisine düşen görevi en iyi şekilde yapabilmesi için gereken güçlerle donatılmış olsa da tek başına bu yükün altından kalkması olanaksızdı.

En başından beri bilinen yaşamı yok etmeye çalışan saf kötülüğe baş kaldıran evren yolcuları ve insanlığın gizli koruyucuları onun ne kadar önemli olduğunu fark etmiş, tüm güçleri ile ona arka çıkmışlardı.

Yine de başarılı olabilmeleri mümkün değildi çünkü onlara gereken en önemli ayrıntıyı son ana kadar hep atlamışlardı'

Yazarın Online Kimliği: https://linktr.ee/ceyhunozcelik

Yazarın Sosyal İletişim Kanalları:

Twitter: @ceyhunozcelikk

İnstagram: @ceyhunozcelik.yazar

Facebook: @djceyhunozcelik

Web Sitesi: ortaevren.blogspot.com


YAZARIN TÜM KİTAPLARI

• Yazgı – Fantastik, Polisiye Olaylar Serisi

• Yıldız Tozu – Zamanı Göstermek Hünerli Bir İştir

• Orta Evren Günlükleri – Ruh Tutucuların Yükselişi

• Orta Evren Günlükleri – Kristal Küre Birliği

• Orta Evren Günlükleri – Evrenin Anahtarı

• Orta Evren Günlükleri – Evrenini İncisi

• Orta Evren Günlükleri – Yok Oluşun Kıyısında

• Ümit Rıhtımı – Kaybolanlar

• Glütensiz Hayat – Tahıl Beyin Özeti

• Yalnızlıklarım – Salih Yıldız

• Bilmukabele Kalbim Kırıldı

• 100 Günde Beşer’i Alem


Yazar: Ceyhun Özçelik - 7/29/2022

11 Nisan 2022 Pazartesi

HAYATA DAİR

 

👉 Gün gelir, söz biter. Yaşam evrilir, insanlar da öyle. Yaşadıklarımızın aksi kalır sanallığın donuk sayfalarında. Oysa mürekkep lekesi, saman kağıdının kokusu anılarımızın nefesiydi. Zaman tüketti onları, her şeyi tükettiği gibi...


👉 Ağaçları kesmek, kağıda dönüştürmek için enerji harcamak yerine e-kitap okuyarak, istediğiniz kitaplara ucuza ulaşırken çevreyi korumaya da katkıda bulunursunuz.Tabii, korumak yerine rant için ağaç yakan bir anlayış ve e-kitap okuma oranının %2 olduğu bir toplumdaysanız o başka!

👉 Sıradan insanların büyük televizyonları, sıradışı insanların büyük kütüphaneleri vardır der Robin Sharma. Buna katılmıyorum. Gösteriş seven insanların büyük kütüphaneleri, okunmamış yüzlerce kitabı olur. Sıradışı insanlar ise elindekini paylaşır, kütüphanesini beyninde taşır...

👉 Hayat felsefem Kâtip Bartleby'nin ki gibidir. Hayata bakış açımın ise Silahşör Roland'dan farkı yoktur. Bir gün Hari Seldon ile vakıfta geleceği incelerken, ertesi gün Shire köyünde Gandalf ile sohbete dalabilirim.

👉 Körü körüne yapılan inanç yolculuğu geleceğe açılan bir kapı değil aksine karanlık bir zindandır. Kör inanç bir kurtuluş değildir, gideceğiniz yerin bir tapınak olmadığı gibi. Şimdi inkâr edin ve derhal kaçın bu düşünceden. Korkmaya ve zihninizi hapsetmeye devam edin. Ruhunuzun köle olması kaçınılmaz olacaktır.

👉 Kalbin doğru yerde, sen başka yerdesin! Uzaklarda, kayıplarda, yok olmalarda! Gel, geç olmadan! Vedalaşalım usulca... Sonra yine kaybol! Hissin kalsın tenimde! İçten gülüşün kalsın zihnimde! Benliğim sende yaşasın! Sen yine başka yerde ol! Anılarımız yeter bize!

👉 Galapagos adalarındaki penguenler gibi millet üst üste, ama sorsan hiçbiri yoğurdum ekşi demez.

👉 Bazı insanlar güne 3-0 mağlup başlar. İş bulmak için çabalar. Aç yatmamak için dua eder. Aç yatmamak için; Bilmeyen anlamaz, anlamayan görmezden gelir, görmeyen ise zaten kör olmuş, yüreği kararmıştır. En aç olan da onlardır.

👉 Okuyan insan zihin barikatını yıkabilmelidir. Bunu yapamıyorsa, ya okuduklarını anlamıyordur ya da çok korkuyordur. Korkularıyla yüzleşenler ise kendine karşı dürüst olmayı öğrenecektir en sonunda. Bilinçaltımıza yerleşmiş kemikleşmiş düşünceleri irdelemenin en iyi yoludur okumak.

👉 Dünya çok karışık, basitleştirmeye çalışsan bile. Tek yol sanat; darmadağınık hayatın ve acı anların saf dışa vurumu. Bu yüzden ona ihtiyacımız var. Kalbimizle görebilmek için.

👉 En güçlü hayalperestler, gerçeği en iyi bilenlerdir.

👉 Hayat sadece bir histen ibaret... Sen ise bu hissi ararsın, bazen bulursun. Bazen bu his başka bir hissi takip eder ve sen bu hislerin doğru olduğunu umut edersin. Tam onu bulduğunu düşündüğünde yolun sonuna gelmişsindir.

👉 İki damla gözyaşı süzülüyor semanın yanaklarından, duygulu bir güne uyandık.

👉 En büyük özveri ile gerçekleştirilenler, ulaşılması en güç olan hayallerdir.

👉 Yalnızlığın kimsenin seni anlamadığı an başladığını biliyor muydun? Sonrasında onlara yabancılaştığını, sonunda benliğinden sıyrıldığını... Sen, sen değilsin artık. Sen herkessin!

👉 Gitgide orklara benzemeye başlıyor ve ötekileştiriliyoruz. Hayatımız bir zombi filmindeki bilinçsiz zombilere ve onları yaratan şirkete karşı mücadele içinde sanki. Fantastik, bilimkurgusal bir dramın içindeyiz. Eğitilmeyen beyinler yeryüzünün en vahşi canlıları olacak!

👉 Bir toplumda cahilliği körükleyip insanları yabanileştirir, içlerini boşaltır, fikir ayrımcılığı ve cinsel ayrımcılık yapmak için tüm zeminleri hazırlar, bir de bunları yapanları korursanız, orada şiddet de olur katliam da!

👉 Hitler, Mussollini, Saddam gibi liderler, onların yönetim sistemleri, millete karşı tutumları ve halklarının onlara verdiği son tepkiler bir kez daha düşünülmelidir! Tarih yeniden yazılıp kılıfına uydurulamaz. Tekerrür kaçınılmazdır.

👉 Zaman, ikiyüzlülerin kendileri gibi karanlık, hayatı sömüren, ruhsuz deliklerine geri dönme vakti... Bir daha gelirler mi bilinmez ama onlar her zaman saf kalpli insanların zihinlerine girebilecekleri bir boşluk arayacaklar. Gitmeyip gizlenenler ise en tehlikeli olanlar.

👉 Acı olan, bir şeyleri bildiğine inanarak, başkalarına bunu ikna etme çabasıdır. Oysa bilimde ve doğada bir şeyin beş ayrı açıklaması yoktur. Sapla samanın karışması ise acı olsa da en çok biz de vuku buluyor maalesef. Eğitilmemekte direnmek ve cahilliğe kılıf bulmak bunu doğuruyor.

👉 Yüreğimi okşarcasına esiyor meltem rüzgârı... Vakit, ayrılık; Yol, hüzün; Sevgi, zaman girdabında unutulmaya yüz tutmuş bir anı. Âşıktık oysa delicesine, Narin bir kuşun tüyleri kadar hafif, Ne kadar kırılgan olduğumuzu bilmeden.

👉 Bir kitabım vardı, içimi titreten güz sabahının seherinde okumaya başladığım, kahvem ve kalbimin en acımasız düşmanına yarenlik eden...

👉 Bir tutkudur yaşamak özgürce, yargılamadan, geleceği güvenli yemyeşil topraklarında, masmavi denizlerinde yurdumun. Mustafa Kemal'in bıraktığı bir armağandır aldığım her nefes güzel ülkemde.
 
👉 Merhaba 
Bir kelime arıyordum.
Anlamı çok geniş, çok karmaşık, ama, çok çok üzücü.
Sonunda buldum: Yaşamak!
Yaşamak çok üzücü sona erdiğinde.
Ben her zaman burada olacağım.
Ama seninle konuştuğum şu an bile neredeyse sona erecek.
Sana söylemek istediğim son bir şey var.
Elveda değil bu; Merhaba,
Merhaba dünya, seninle tanıştığıma çok sevindim...
                        


Yazar: Ceyhun Özçelik - 4/11/2022

19 Ocak 2022 Çarşamba

OMAD BESLENME YÖNTEMİ

Selamlar. Bugün sizlerle Omad Beslenme Yönteminin ne olduğu, ne tür yanlışlarla anlatıldığı ve neden yapıldığı konusundaki tartışmalara kısaca göz atacağız. Kimlerin ve hangi durumda bu beslenme yöntemini uygulaması gerektiğini de irdeleyeceğiz.
Ben de aslında Omad'a yakın bir beslenme türü olan aralıklı orucun bir benzerini yapmaktayım. Uyguladığım metod 22-2 yöntemi yani 24 saatte sadece 2 saatimi yiyeceklere ayırıyorum. Diğer zamanlarda yemeğe kadar geçen sürede bol su, çay ve kahveyle günü tamamlıyorum. Değinmeden geçemeyeceğim bir başka nokta ise benim %100 Engelli olmam tabii ki. Hastalığım ise Kronik Kalp Yetmezliği. Yaşım 46.
Bu beslenmeye geçmeden önceki iki yılda ne ile beslenmem gerektiğini çözüp günde iki öğün yemek yiyor ve asla karbonhidrat, şeker, gluten almamaya çalışıyordum ve bu durum uzun süre benim sağlıklı bir kiloda kalmama yardımcı olmuş, kendimi hiç hasta gibi hissetmemiştim ancak ekonomideki olumsuzluk, beslenme düzeninin değişmesi, çalışmamaya bağlı hareketsizlik, sağlıksız bakteri alımı ve uyku düzenindeki bozukluklara bağlı olarak üç ay gibi bir sürede çok fazla kilo alıp, nefes bile alamayacak duruma geldim. Öyle ki bir odadan diğer odaya geçemeyecek durumdaydım.
Sonrasında Otofaji, Omad, Aralıklı Oruç (Intermittand Yöntemi) terimleri ile tanışmamla hayatımdaki bazı şeylerin ne kadar yanlış yöne evrildiğini fark ettim. Bu dönemlerde bana derin bilgileri ile her zaman destek veren değerli bir dostum (@dengede) sayesinde aslında bu araştırmaları yapma ve deneme şansım olmuştu. 

Tabii bu arada yanlış bakteri alımında yaptığım hatayı çözmüş, bağırsak ve midemin kalbime olan baskısını azaltmaya başlamıştım. Probiyotiklere ağırlık verip beslenmemi azaltarak sadece sağlıklı yağları, proteinleri, potasyum, demir, c vitamini, çinko, magnezyum, selenyum içeren lifli gıdaları tüketmeye başlayarak kalbimin yükünü hafifletmeye çalışmaktaydım ancak sonuç alamıyordum. Bunun temel nedenlerinden en önemlisi egzersiz yapmamam diğeri ise az gibi görünse de ara sıra kaçamak yaptığım aşırı beslenme idi. (Makarna, Pirinç, Patates)

Buradan yola çıkarak zaten ne yemem gerektiğini iki yılda net bir şekilde çözmüştüm. Sıra ne kadar yemem gerektiğine karar vermeye gelmişti. Bu sayede dengeli bir öğün ve üzerine aldığım takviye besinlerle bir anda aldığım kilolardan kurtulamaya başladım. Hayal gibi geldi ilk başta çünkü artık hızlı bir şekilde nefesim kesilmeden yürüyebiliyordum. Kısa süre sonra ise egzersizlere başlayabilecek seviyeye gelmiştim bile. Bu noktada ne kadar doğru bir karar verdiğime inandım ve beslenmemi 22 saatte sadece 2 saat olarak sınırladım. 
Birazdan aşağıda bu konu üzerinde yapılan yanlışları düzelterek size anlatacağım ancak kural olarak;
1.Gherlin (Açlık Hormonu) hormonunu ne kadar geç aktive ederseniz yani ne zaman ağzınıza yiyecek bir şey atarsanız o derece hızlı bir şekilde acıkmaya ve gereksiz bir yemek maratonuna başlarsınız.
2.Vücudunuzdaki elektrolit dengesini sağlamanız aldığınız Sodyum ile alakalıdır. Yani tuz (Kaya Tuzu) alımını yeterince güçlü tutar bunu da suyla desteklerseniz günlük çalışmak için gereken gücü korumuş olursunuz ve vücudunuz eski hücreleri ve yağları enerjiye dönüştürürken hiç bir zayıflık hissetmeden hayatınıza devam edebilir, sağlıklı bir şekilde zayıflarsınız.
3. Ototfaji'yi bir günle sınırlandırır ve oruç sürenizi aşmazsanız vücudunuz hiçbir şekilde kas kaybetmeyecektir. Ayrıca protein ağırlıklı bir beslenme yöntemi seçip kaslarınızı geliştirmeye bile başlayabilirsiniz.
4. Hücre yavaşlaması 30'lu yaşlarda başlar. Bu anlamda bu yaşın altında olan kişiler eğer yeterince spor yapıyor, hareketli bir hayat sürüyor ve sağlıklı besleniyorlarsa muhtemelen günlük Aralıklı Beslenme (16 - 8) yapmaları daha doğru olur. Gelişme çağında olan ve henüz hücreleri hızla yenilenen genç arkadaşlara tavsiyem ise sağlıklı beslenme yanında daha çok spor yapmaları olacaktır.

Omad Diyeti Nedir, Bu Diyette Neler Tüketilmemelidir? (YANLIŞ BİR SORU)
Omad bir diyet değil beslenme çeşididir ve buna canınız her istediğinde başlayamazsınız. Uzun bir hazırlık dönemi gerektirir. Bunun için önce o çok sevdiğiniz çikolata, abur cubur ve hazır gıdaları (Hamburger, Pizza vs...) hayatınızdan çıkarmalısınız ve öğünleri küçültmelisiniz. Ardından iki öğüne kendinizi alıştırmalı ve vücudunuzu dinlemeyi öğrenmelisiniz. Ancak bunları başardıktan sonra hazırsınız demektir.. Bu bir hayat tercihi olmalı ve bu şekilde hayatınızı düzenlemelisiniz. 
  
Omad için tercih edilen besinler:
  1. Hayvansal proteini bol olan gıdalar
  2. Bitkisel proteini bol olan gıdalar
  3. Yumurta
  4. Balık
  5. Avokado
  6. Patates, Pirinç: Nişasta oranı yüzünden çok az tercih edilmeli.
  7. Makarna: Kesinlikle listeye konmaması gereken en önemli ürün. (Gluten, Karbonhidrat)
  8. Sebze
  9. Meyve: Sadece kırmızı meyvelerden bazıları.(Nar, Böğürtlen, Çilek, Kiraz)
  10. Süt, Yoğurt: Bağırsaklar için laktoz intoleransı çok önemlidir o anlamda sütü de bu listeye koymamak gerektiğine inanıyorum.
Önemli Noktalar:
Omad, vücudunuzdaki yağ yakımına (aslında yağı pankreasta biriktiren ve insülin direnci yaratan şeker ve karbonhidrata) odaklanır. Bu anlamda, siz daha az ya da tek öğün yedikçe, beyin aldığı komut neticesinde, bedeninizde biriken fazla yağları enerjiye dönüştürecektir. Bu dönüşüm de, kısa bir sürede büyük oranda kilo kaybetmenize yol açacaktır. Bunun anlamı; Vücut aynı zamanda kötü, katlanmış, eskimiş hücreleri de yakacağı için bu yakımdan çıkan enerjiyi ve vücuda onların yerine alınan iyi yakıtı (Zeytinyağı, Balık yağı, Ceviz Yağı, Tereyağı vs..) kullanacaktır.

Omad kişiye özeldir. Eşiniz, aileniz, arkadaşlarınız çevrenizdelerse, onlardan bağımsız bir alan açmanız gerekmektedir. Yanınızda yemek yiyen insanları görmeniz, sizin de yeme isteğinizi arttırabilir. Bu yüzden aile hayatı yaşayan yahut kalabalık ortamların içinde vakit geçiren biriyseniz, öğününüzü özel ve iş hayatınızın şartlarıyla uyumlanacak şekilde düzenlemeniz sizin için kolaylık sağlayacaktır. Bu anlamda sizin için en uygun saati seçmelisiniz ve bu konuda çok disiplinli olmalı, saatinizi öne almamalı veya ertelememelisiniz. Ben genellikle saat 18.00 - 20.00 arasını seçiyorum. Böylece hem uyku zamanında midem beni rahatsız etmezken, hem de açlık hissetmeden rahat bir uyku alabiliyorum. 

Bir diğer olay ise buna alıştıktan sonra alışkanlıklarınızın sabit hale gelmesini sağlamaktır çünkü unutkanlıkla bir şey yediğiniz anda açlık hormonu sizi ele geçirecektir ve bu da tüm gün sizi zorlayacaktır.
Bilinenlerin Aksine; 
TANIM: 'Omad diyeti bir dayanıklılık testi gibidir. Kişilerin kararlı, inatçı, uyumlanabilir olmaları ve zorlukların üstesinden gelmeleri onlara büyük bir iç disiplin de sağlayacaktır'
Doğrudur. Bu anlamda kendinizi çok güçlü hissetmeye başlayacak ve çok rahatlayacaksınız bir süre sonra.
TANIM: 'Omad diyeti, astım, kalp rahatsızlıkları, mide rahatsızlıkları gibi problemleri de önlemektedir.'
Birebir denenmiştir. Kalp yetmezliğinin etkilerini o kadar hafife indirdi ki yaşadığım sürece hala inanamıyorum. Mide ve bağırsak sorunu da kendiliğinden çözüldü. Burada ne yemeli sorusunun cevabına da sıkı sıkıya uyulmalı tabii ki. 

Fakat bu diyeti yapacakların dışında, yapmaması gerekenler de vardır. Onlar da aşağıda şu şekilde belirtilmişlerdir:
  • Çocuklar ve ergenlik dönemindeki gençler: Hücre yenilenmesi ve oluşumu olan çağda bu tür kısıtlamalara gidilmemesi çok nettir ancak yiyecek seçimi çok daha önem kazanır bu çağlarda. 
  • Şeker hastaları: Kısıtlı olarak yapmaları tavsiyedir aslında. Annem Diyabet 2 olduğu için bu konuda da bazı bilgilerim var. Nedenine gelince sürekli yiyerek insülin üreten vücudumuz bir nevi bizi sürekli çalışan bir makineye dönüştürdüğü için zamanla yıpranır ve gerekli yakıtı sağlamamaya başlar. O anlamda daha düzenli bir fasılalı oruçla (14 - 10: 2 Öğün) hastalığın  vücuda verdiği baskı en aza indirilebilir.
  • Reflüsü ve mide rahatsızlıkları olanlar: Tamamıyla katılmıyorum. Uzun süre bu iki hastalıktan muzdarip olan biri olarak şunu söylemeliyim ki ne reflü ne gastrit kalıyor. Önemli olan neyi ne kadar sürede yediğinizdir.   
  • Psikolojik rahatsızlığa sahip olanlar; hatta, ilaç kullananlar
  • Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar
  • Çeşitli ilaçlar kullananlar
Sonuç Olarak;
Omad bir yaşam felsefesi olarak, modern dünyanın sağlık ile ilgili bilgi kirliliğinden sıkılan, sürekli tüketime teşvik eden yapıyı reddeden, sistemin ilaç kullanmaya teşvik edici sağlıksız beslenme yöntemleri ile desteklendiğine inanan herkes için denenebilir bir uygulamadır. Bu beslenme tarzını hayatınıza geçirdiğinizde, ne denli farkındalık elde ettiğinizi görebileceğiniz gibi, aynı zamanda yaşamınıza da istediğiniz gibi yön verebileceğinizi hissedeceksiniz.

Bunun yanında, Omad'ın hem strese iyi geldiğini, hem bedeniniz gevşettiğini, hem cildinizi parlattığını, hem de sizi kalp, damar, mide, bağırsak rahatsızlıkları gibi rahatsızlıklardan koruduğunu göreceksiniz. Dahası ideal kilonuza geldiğinizde kendi gözlerinize bile inanamayacaksınız. 

Bazı araştırmalarda bu beslenme tarzının insanlarda yaşlanmayı geciktirecek hücreleri de tetiklediği ifade edilmiştir. Doğru enerjiyi doğru yiyeceklerden aldığınız an zihninizdeki sizi körleştiren perdeler kalkacak ve yaşama bağlılığınız artacaktır. Geleceğe doğru kaliteli bir yaşama adım atma fırsatı olarak gördüğüm bu beslenme ömrünüzün uzaması ile sizi hayata daha sıkı bağlayacak. 
Yazar: Ceyhun Özçelik - 1/19/2022

13 Ocak 2022 Perşembe

DON'T LOOK UP

Selamlar. Takip edenler bilir. Çok fazla film yorumu ve eleştirisi yapmam işin doğrusu ama beni gerçekten etkileyen filmlerin yorumlarını ve beklentimin çok daha altında olan filmlerin eleştirilerini de mutlaka yazmaktan kaçınmam. Bu anlamda uzun süreden beri laptopumun bir köşesinde beklettiğim ve izlemeyi ertelediğim bu filmin de tamamıyla içi boş çıkacağını varsayarak onu görmezden gelmiştim. Ne kadar büyük bir hata yaptığımı filmi izledikten sonra anladım. Tabii çok uzun süreden beri vizyonda olan filmin eleştirilerini de çeşitli kaynaklardan okumayı ihmal etmedim.

Öncelikle şunu net bir şekilde belirtmekte fayda var. Don't Look Up filmi günümüz sinema filmlerinin arasında Kara Mizah tarzının en iyi örneklerinden birisi. Bu tarz eleştirel filmlere hele ki kendini beğenmişliğin tavana vurduğu Amerikan sinema kültüründe eşine az rastlanır. Filmin hem yazarı hem de yönetmeni olan Adam McKay bu tarzı çok iyi özümsemiş ve iyi bir iş çıkartmış.

Gelelim kadroya. Tam bir yıldızlar topluluğu olan filmin oyuncu kadrosu yukarıda da resimlerini gördüğünüz üzere kendi tarzlarında en iyi yerlerde olan muhteşem bir ekip. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; Bu kadroya aynı zamanda bir nesillerin birleşmesi diyebiliriz. 

Böyle bir ekibin iyi tasarlanmış bir kara komedi de neler yapabileceğini göstermiş oldu film aslında bizlere. Filmi izlerken İngiliz yapımı Black Mirror dizisi aklıma gelmedi değil. O dizide de insanlığın en büyük yeniliklerinin ve en karanlık içgüdülerinin çarpık, yüksek teknolojili çoklu evren yapısında çarpışması işleniyordu.

Filmimizin konusuna gelirsek son derece sıradan ve her zaman işlenen dünyaya astroid çarpma tehdidine karşı insanoğlunun ne kadar duyarsız kalabileceği ve kendi çıkarları için neleri feda edebileceği mizahi ve eleştirel bir yapıda anlatılıyor. Film, bu astroidin çarpma olasılığını keşfeden bir profesör ve yardımcısının dünya liderini ve insanları uyarma çabasıyla başlıyor ancak gelişmeler ve tepkiler hiç de bekledikleri gibi oluşmuyor. Bir süre sonra ise gökyüzünde dünyaya çarpmaya gelen astroidi işaret eden ikili dünyadakilere 'Yukarı Bakın!' diyerek uyarıyor. Buna karşı olan hükümet ise yeni bir akım başlatarak 'Yukarı Bakmayın!' diyor. Dünya hükümetleri ile ortak çalışan Amerikan hükümetinin asıl amacı ise astroidi parçalarına ayırıp üzerindeki değerli madenleri almak ama bunun için parçaların dünyaya çarpmasına razılar.
Hem oyunculuk hem de konu itibari ile yeterince güçlü işlenmiş bir film olan Don't Look Up filminin ülkemizdeki eleştirileri bana yine kedi ulaşamadığı çiğere pis dermiş deyimini hatırlattı. Çünkü filmin yönetmenini yeterince güçlü olmamakla suçlayan bir eleştiri ancak yeterince kitap okumamış, film izlememiş henüz bu konularda toy olan genç nesil bir yazarın yapabileceği türden bir hata olabilirdi. 

Kara Mizahın en iyi özelliği inceden dokundurmasıdır. Ana fikri anlayamazsanız zaten filmi doğru düzgün izlememişsinizdir bana göre. Bu anlamda değerli genç eleştirmen adaylara tavsiyem bol bol Aziz Nesin okumalarıdır. Bir şeyleri okumadan hemen görsel sanatlara atılıp tamam ben bu işi biliyorum demek hataların en büyüğüdür bana kalırsa.
Buradan asıl bahsedeceğim konu olan filmin ana fikrine gelirsek, gitgide para, şöhret ve iktidar hırsı adına körleşen ve insan olma özelliğini yitiren yöneticilerin, gelişen teknoloji ve yaşam standartları ile birbirlerine yabancılaşan, bir anlamda tamamen duyarsızlaşmaya başlayan insanların böyle bir durumda nasıl davranacakları net bir şekilde anlatılmış.

Oyunculuk üzerine de bir iki kelam etmekte fayda buluyorum. Öncelikle Di Caprio'nun hasta ve zayıf bünyeli ama aynı zamanda çok zeki bir profesörü canlandırması son derece yerinde olmuş ve tabii ki bunu başarı ile sergilemiş. Diğer oyunculardan gözüme çarpan tabii ki Başkanı oynayan Merly Streep ve yardımcısı Johan Hill. Ariana Grande de ufak bir iki rolü olmasına rağmen resmen sesi ve oyunculuğu ile imzasını atmış filme. 

Son olarak filmle ilgili Beyazperde'de yapılan bir eleştiriye de değinmeden geçemeyeceğim. Kara mizahın iyi bir şekilde anlatıldığı, para ve maddiyatın insan yaşamından çok daha üstün olduğunun bu kadar net bir şekilde ifade edildiği ve körleştirilmiş insanoğlunun duyarsızlığının bariz şekilde ortaya konduğu böyle bir esere bu kadar yüzeysel yaklaşmak ancak bu filmdeki duyarsızlık timsali insanlara olan benzerlikle açıklanabilir. 

Bir de çok beğendiğim bir eleştiri olan Seden Mestan'ın Dadanizm'deki yorumunu mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Film benim bakış açıma göre günümüz dünya yapısını oldukça açık bir şekilde ortaya sermiş durumda. Henüz izlemediyseniz mutlaka izlemelisiniz. Saygılarımla... 

Yazar: Ceyhun Özçelik - 1/13/2022

10 Ocak 2022 Pazartesi

KÜRE GÜCÜ ADINA!

Zaman ilerliyor, güneş batmaya başlıyordu yavaş yavaş. Zamanın farkına varmayan Elvira ise güneşin devrildiğini fark ettiğinde geç kaldığını anlamıştı. Hemen hızla geri dönen genç kız bir süre sonra tekrar aynı yere geldiğini gördüğünde şaşırdı ve en son bıraktığı izden sonra çok fazla ilerlediğini anladı. Kaybolmuş, ne yöne gideceğini bilmeden yürümeye devam ederek her iki tarafı kayalık olan bir kanyonun arasından geçmeye başlamıştı.

Kanyon vadinin kenarındaki kayalıklar neredeyse on metreyi buluyor, vadi ise yaklaşık sekiz metre genişliğindeydi. Karanlık yüzünü göstermiş, ortamın sessizliği Elvira’yı ürkütmeye başlamıştı. Bir an olduğu yerde, vadinin tam ortasında durup etrafı dinledi. Sanki biri tarafından gözetleniyormuş ya da izleniyormuş hissine kapılmış, yavaşça ve istemsizce arkasını kontrol etmişti. Kulağına gelen bir hırlama sesi onu uyardığı sırada sesin geldiği yöne, sol taraftaki tepenin üzerine baktığında başının belada olduğunu anladı genç kız.

Yaklaşık bir buçuk metre yüksekliğinde, dört ayaklı, bembeyaz tüyleri, kıpkırmızı göz bebekleri olan sırtlan, kaplan karışımı, tek kulağı öne doğru kafasının üzerinde duran bir yaratık ona doğru sinirle bakıyor, bir köpeğin ağzının yarısı uzunluğunda olan ağzındaki sivri ve uzun dişlerinin arasından salyalar akıyordu.

Ona bakakalan Elvira yavaş hareketlerle kolunun altındaki silahına ulaşıp onun emniyetini açtı. Karşısında gördüğü bir Pesilon’du ve Pesilonlar Nekria’nın en vahşi canlı topluluğuydu. Kurtlar gibi sürüler halinde yaşarlar ve başlarında hep bir lider olurdu. Elvira’dan bir an bakışlarını ayıran Pesilonların lideri arkasına baktı ve boyları bir metreyi bulan diğerleri göründü tepenin başından. Onların gözleri liderleri gibi değildi ama simsiyah ve korkutucu olduğu kesindi.

Elvira, “En azından kaçış yolum var!” diye düşündüğü sırada karşı tepede, yolun arkasında ve önünde toplanan diğerleri sivri dişlerini gösterip hırlayarak ona temkinli bir şekilde yaklaşmaya başladığı sıra yanıldığını anladı. Saldırırlarsa elindeki silahı bir işe yaramayacaktı. En iyisi bir yön seçip oradakileri haklayarak kendine yol açmak olacaktı.

“Ne diye annemin sözünü dinlemem ki?” dedi içinden ıstırapla. Şimdi nasıl kurtulacağı bir yana sağ kalıp kalamayacağı da belli değildi. 

Tepenin başındaki lider, “Grauuuuurrrrrr!” diye inlediği anda vadinin her iki tarafındaki yaratıklar saldırıya başladı. Önündeki gruba panikle koşan Elvira silahını seri halde ateşleyip on tanesini haklamıştı bile. Öldürdüklerinin yanından geçerken ortalığa yayılan garip koku onu sersemletmeye başlamıştı. Koku onlardan akan gri, siyah karışımı kanın bir anda buharlaşmasından geliyor ve midesini bulandırıyordu. Silahı bitip ikinci şarjörü taktığı an arkasındakiler yetişmiş, diğer taraftakiler de toplanmaya başlamıştı ama yılmayacak ve önünü açmaya çalışacaktı. Silahını tekrar ateşlediğinde önü açılır gibi olmuş ve boşluğu değerlendiren genç kız arkadakilerin nefesini ensesinde hissederek hızla koşmaya başlamıştı. Vadinin sonuna geliyordu neredeyse ama önündeki yaratıklar saldırmayı bırakmış, arkadakiler de onu takip etmiyordu artık. O an bir terslik olduğunu anlayan Elvira, karşısından gelen en az yukarıdaki gibi iri olanları son anda fark etmişti. Arkasına baktığında diğerlerinin de zayıf olanların arasından ona doğru yaklaştığını gördü.

Elvira ise buradan çıkış umudunu yitirmeye başlıyor ama savaşmadan da teslim olmayacaktı. Elini Nezar’ın hediyesine atıp onu kınından çıkardığında en son ne söylediğini hatırlamıştı kendi kendine.

“Cesurca, gururla, savaşarak öl! Eh! Görünüşe göre daha yaşamadan öyle öleceğiz anlaşılan”

İriler yavaşça yaklaşıyor, Elvira elindeki kılıcını sıkı sıkıya tutarak bir arkasına bir önüne bakarak gelecek saldırıya hazırlanıyordu. O sırada tepenin başından gelen ses hepsini aynı anda durdurmaya yetmişti. Bu kısa bir nefes sesiydi ve o yöne baktıklarında liderlerinin kesik başının kayadan yuvarlanarak yere düştüğünü gördüler. Arkasından onun geniş gövdesini de tekmeleyerek aşağı sallayan, rüzgarda kalın telli kızıl kalem saçları arkasına doğru dalgalanan Athena’dan başkası değildi. Masmavi parlayan kılıcı yere doğru bakıyor ve yaratığın gri kanı kılıcın üzerinden yeni yeni buharlaşmaya başlamıştı.

Onu gören diğerleri liderlerinin öldüğünü gördükleri an gerisin geriye tepeye tırmanmak için koşmaya başladılar ama Athena bunu biliyor ve bunun ona zaman kazandıracağını önceden hesap etmişti. İri kıyım olanlar parlayan kırmızı gözlerini Elvira’ya dikerek hızla saldırmaya başladığında Athena da kayalıktan aşağı doğru diklemesine atlamış ve yere üç metre kala havada takla atıp iki ayağının üzerinde, Elvira’nın iki metre yanına, az önce yere salladığı Pesilon liderinin cansız başı ve bedeninin dibine inmişti.

Hemen Nekrialının arkasına geçtiğinde şimdi ikisi de sırt sırta vermiş kendi taraflarından gelen yaratıklara karşı savunmaya hazırlanıyordu. İlk gelenleri kıvrak hareketlerle parçalarına ayıran ikili sadece tek tarafta toplanmış olan sürünün geri kalanını görünce onlara doğru döndüler. Bu arada Elvira arkadan gelen, geride kalan üç yaratığa dönerek,

“Bunları bana bırak!” dedi ve üzerlerine koşmaya başladı. Athena’nın ona dönüp bakmaya fırsatı olmuş ama ağzı bir karış açık kalmıştı çünkü Elvira gelenlerle savaşmak yerine onların üzerinden atlayarak geriye doğru kaçmaya başlamıştı. Şimdi Athena sürü ve iri yaratıklar arasında kalmış ve ona yetişenler de etrafını çevirerek onu çember içinde bırakmışlardı.

Athena sinirle, “İnka’nın bu bencil Nekrialılara neden kızgın olduğunu şimdi anlıyorum” dedi içinden.

Çember daralıyor, sürü yavaş yavaş üzerine doğru geliyordu. Athena ise onlara sertçe bakarak uygun anı kollamaktaydı. Aralarında bir metre mesafe kaldığında kılıcını yukarı kaldıran kızın şimdi gözleri de masmavi parlıyor, küreden gelen ışınlar kılıcının ucunda toplanıyordu. Ardından haykıran Solemli,

“Küre gücü adınaaaaa!” dedi ve kılıcını iki eliyle kavrayıp sertçe yere sapladı. Kılıcın etrafından sert bir dalga misali yayılan mavi sis bir anda tüm sürünün erimesine ve buharlaşmasına yol açmış, etrafında tek bir canlı Pesilon bile kalmamıştı.

Kafasını eğdiği yerden kaldıran Athena’nın gözleri yine eski haline dönmüş, kılıcını tekrar kınına takıp Elvira’nın gittiği yöne doğru son hızla ilerlemeye başlamıştı. Ona çok kızgındı ve kendisine yaptığı adiliğin hesabını mutlaka sormaya niyetliydi ancak bir süre sonra, küre enerjisini kullanması onu çabucak tüketmiş, yorgunluktan bulduğu bir ağacın geniş dalında dinlenmeye başlamıştı. Yarın uzun bir gün olacaktı onun için ve onu eken Nekria’lıyı yakalayıp ifadesini alması gerekiyordu.

🔥Kristal Küre Birliği - Orta Evren Serisi 2. Kitabı Online mağazalarda.(D&R, GooglePlay)
🔥Facebook Sayfası: @ortaevren 

Yazar: Ceyhun Özçelik - 1/10/2022

1 Ocak 2022 Cumartesi

KRİPTO EFSANE İNDİKATÖRLER

Merhaba Sevgili Dostlar, Uzun süren uğraşılardan sonra sonunda piyasalarda başarılı olmanızı sağlayacak teknik yapıları birleştirip tek bir grafikte göstermeyi başardık.
Yaklaşık altı aylık bir çalışma oldu ve emeğimize değdiğini düşünüyoruz.
Bu çalışmada Tradingview altyapısını kullandık ve bir sürü zaman aralığında yüzlerce kombinasyon deneyerek en iyi sonuçları aldığımız osilatör ve indikatörleri birbirleri ile ahenk ile çalışması için birleştirdik. Tabii ki bu süreçte bir çok script yazarının çalışmalarından da alıntılar yaptık. Kendi deneyim ve gözlemlerimizi de ilave ederek sonuca ulaştık.
Yapılar çok karışık görünse de aslında alıştığınızda o kadar karmaşık gelmeyecek. Bu yazımızda üç adet birleştirilmiş scriptten bahsedeceğiz.
Bunlardan ilki kullananların aşina olduğu Gettrend Alarm İndikatörü. Getrendin en iyi özelliği uygun zaman aralığını bulduğunuzda iyi sonuçlar verebilmesi. Bizim deneyimlerimizde ise 15 dakikalık yapı olumlu sonuçlar verdi ancak her indikatörde olduğu gibi onun da bir handikapı var. O da bazen yanlış uyarılar vermesi. Bu anlamda yalnız kullanılmamalı.

Gelelim ikinci indikatör birleşimine. Adı Bullseye Just For Me olan bu yapıda Linear, Macd, Vwap, Hacim, Rsi, Bar hacim yüzdesi, Yüksek Düşük Bantları, Hacimli ZigZag ve anlık takibi olan yüksek ve düşük direnç ve destek çizgileri bulunuyor. 
Üçüncü yapımızda ise Fisher indikatörü düzenleyerek en iyi sonuç alacağımız pozisyona getirdik. Uzun denemelerle Fisher indikatörünün en yüksek çıktığı noktaları belirleyerek bu bölgeyi sınırladık ve dönüş fiyatlarına çok yakın yerlerde, fiyat mesafesi adı altında bir alarm kurduk. Bununla yetinmeyip asıl dönüş noktalarına kolayca anlaşılması açısından küçük noktalar ilave ettik.
Hepiniz bildiği gibi 15 dakikalık grafik aslında bize tam olarak asıl hikayeyi anlatmaz. Bunun için daha uzun süreli grafik yapılarına ihtiyacımız olur. Bunu ekran değiştirmeden yapmak istediğimiz için Tradingview Fiyat Hacim Histogramını Fisher İndikatörüne ekledik. Bu tabloda ise Awesome Osilatör, Ultimate Osilatör, CCI, Momentum, Boğa Ayı Gücü osilatörlerinin, SMA,WMA, yani hareketli ortalamalarla birleştirilmiş ortak sonuçlarını çeşitli zaman aralıklarında ve uyarıları ile (Al,Sat,Güçlü Al, Güçlü Sat) görebilirsiniz.
Grafiğin nasıl kullanılacağına dair daha ayrıntılı youtube videosunu yazının alt kısmında izleyebilirsiniz.
Burada anlatılanlar ve indikatörler bir gösterim niteliğinde olup kesinlikle bir yatırım tavsiyesi olarak değerlendirilmemelidir. Bu yazının altına bu yapıları text dosyası olarak paylaşacağım. Umarım faydası olur. Başarılar...

'BULLSEYE GETTREND' İNDİR

'BULLSEYE JUST FOR ME'  İNDİR

'BULLSEYE MİX OSC' İNDİR

Piyasalar için Efsane Teknik İndikatörler (Macd, RSI, Volume)

Yazar: Ceyhun Özçelik - 1/01/2022