The Old Guard, yani eski savaşçı, yine Charlize Theron'un başrolünü üstlendiği ve alışık olduğumuz üzere yine efsane bir kadın kahraman karakterini ortaya çıkaran bir film. Her ne kadar hızlı ve öfkeli serilerinde kötü iş kadını imajını kullansa da bu tarz rolleri oynayabilen en iyi kadın aktristlerden.
Filmi bir çoğunuzun izlediğinden eminim ama izlemeyenler için tekrar filmin hikayesinden bahsetmek istiyorum. Sebebi bilinmeyen bir şekilde seçilen askerler ölümsüzlük özelliği kazanıyorlar ve uzun bir süre içerisinde birbirleriyle karşılaşıp aynı kaderi paylaştıklarını anlayarak bir ekip oluşturuyorlar. İçlerinde en eskisi ve deneyimlisi yaklaşık 6000 yıl yaşayan Andy grubun lideri konumunda. Çizgi romanlarını okuyanlar hikayeyi daha iyi bilirler ancak ben 3 kere izlediğim filmden biraz bahsetmek istiyorum.
Bu arada aksiyon filmlerindeki mantık çerçevesi her ne kadar saçma olursa olsun, fantastik özelliğe sahip bir yapıyla bunu oldukça başarılı bir yapıta çeviren ekip oldukça iyi bir iş başarmış. Değinmeden geçemeyeceğim. Beyazperde de yorumunu okuduğum değerli arkadaşa drama içerikli filmleri yorumlamasını şiddetle tavsiye ediyorum çünkü olmamış maalesef.
Gelelim filme; herşeyden önce daha yorumlarını bile okumadan direk filmi izlemeyi çok severim çünkü süprizler hep bana kalır ve kendim çözümlemek isterim. Burada da daha ilk pusuya düşürüldüklerinde yaşanan sahne zaten filmin akışını size yeterince hissettiriyor ve heyecanla devamını izlemeye koyuluyorsunuz. Ekibimiz dünyanın en iyi ekiplerinden ve kiralık asker olarak çeşitli operasyonlara katılıyorlar. Ancak burada operasyonları büyük bir seçicilikle inceliyor ve dünya düzenine ters giden bir durum varsa kabul ediyorlar. Bu anlamda ekip bir çeşit kahramanlar topluluğu niteliği de kazanıyor. Binlerce yıldır birbirlerini tanımaları bir yana uyumları ve aralarındaki ilişkiler her zaman oldukça sıkı. Ancak onları yakalamak isteyen gruba karşı atak yapmaya hazırlanırken ummadıkları bir şey oluyor ve ölmeyen yeni bir askerin varlığını hissediyorlar. Bundan sonra ise Andy'nin bu yeni askeri ekibe katmak için yaptığı mücadeleyi izliyoruz.
Andy yeni askeri ekibin olduğu yere getirip onları tanıştırdığında Nile, henüz neler olduğunu tam olarak kavrayamıyor. Bu sırada Andy'nin onları tekrar pusuya düşüren askerlere tek başına yaptığı mücadele tam bir seyirlik. Ancak aralarından biri onları satıyor ve işler burada iyice karışıyor. Artık sadece Andy ekibi yine bir araya getirmeli ve durumu düzeltmeli. Bu arada onların arasında kalmaktan vazgeçen Nile, Andy ve diğerlerinin tarih boyunca ne kadar iyi işler yaptığını onları takip eden ajan Copley sayesinde öğreniyor. Son sahne son teknoloji ile donatılmış bir biyoloji laboratuarında, onların kanını test edip ölümsüzlük sırrını ortaya çıkarmaya çalışan ekiplere karşı yaşanıyor. Burada Nile'in yaklaşık 60 metreden yere çakılma sahnesi aklınıza durgunluk verecek nitelikte. Mutlaka izlemelisiniz.
Ceyhun Özçelik
Burada paylaşılan yayınlar hiçbir şekilde herhangi bir şahsa yada kuruma zarar verecek nitelikte değildir. Öyle olduğunu düşünüyorsanız lütfen yukarıda, sağdaki sosyal ağlar menüsüne girerek bana ulaşın ama baştan söyleyim, bu yazı beni bağlamaz :D