Blogger tarafından desteklenmektedir.
Oooo neler var neler!

13 Ocak 2019 Pazar

KONU:

ANTİOKSİDANLAR - GLUTENSİZ HAYAT


Vücudumuz hem çevresel yollarla maruz kaldığımız hem de metabolizmamızın normal işleyişi sırasında üretilen toksinlerle mücadele edebilmek için bir dizi enzim üretir. Bu enzimlerin üretimi DNA tarafından yönetilir ve bu da yüz binlerce yıl süren bir evrimin sonucudur. Glutatyon insan beyninin en önemli detoksifikasyon unsurlarından biri olarak bilinir. Basit yapılı bir kimyasal olan madde sadece üç amino asitten oluşan bir tripeptittir. Ancak bu basit yapısına rağmen beyin sağlığı açısından önemli bir role sahiptir.
Öncelikle hücre fizyolojisi için değerli bir antioksidandır; hücreleri sadece serbest radikallerin verdiği hasara karşı korumakla kalmaz, canlılığın devamını sağlayan hassas mitokondrilerin korunmasına da yardımcı olur. O kadar önemli bir antioksidandır ki hücre sağlığı değerlendirilirken hücresel glutatyon seviyelerine bakılır. Pek çok farklı toksine bağlanarak onların etkisini azaltan glutatyon, detoksifikasyon kimyasının güçlü bir unsurudur. En önemlisi de çoğu toksini suda daha kolay çözünebilir hale getirerek vücuttan daha kolay atılmalarını sağlayan glutatyon S-transferaz enziminin substratı (enzimlerin tepkimesinden sentezlenen veya bu yolla ayrışan madde) olmasıdır. Bu enzimin işlevlerindeki yetersizlik, aralarında melanomun, şeker hastalığının, astımın, meme kanserinin, Alzheimer hastalığının, ALS hastalığının, glokomun, akciğer kanserinin ve migrenin de bulunduğu pek çok sağlık sorunuyla yakından ilişkilidir.
Önemli bir antioksidan olmasının yanı sıra detoksifikasyon sürecinin de baş aktörlerinden biri olan glutatyonun rolünü göz önüne aldığınızda, glutatyon seviyelerinizi niçin yükseltmeniz ve korumanız gerektiğini anlarsınız. Göstereceğim yöntem size bunu başarmanızda yardımcı olacak. Kalori kısıtlamasının Nrf2 proteinini aktif hale getirdiği, laboratuvar çalışmalarıyla kanıtlanmıştır.
Bazı doğal bileşenlerin de Nrf2'yi aktif hale getirerek antioksidan üretimine ve detoksifikasyona yardımcı olduğu tespit edilmiştir. Bu bileşenlerden bazıları şunlardır: zerdeçalda bulunan kurkumin, yeşil çay ekstresi, silimarin (MeryemAna dikeni), bacopa bitkisi ekstresi, DHA, sülforafan (brokolide bulunur) veHint ginsengi (aşvaganda). Tüm bu maddeler vücudun doğal antioksidan üretimini desteklemektedir. Eğer bunlardan hiçbirini tüketmiyorsanız kahvenin de (Türkkahvesi, Filtre kahve) Nrf2'yi aktif hale getiren güçlü bileşenlerden biriolduğunu öğrenmek sizi mutlu edecektir. Kahveye bu olumlu etkisini kazandıran moleküllerden bazıları kahvede doğal halde bulunurken bazıları da kavrulduğunda açığa çıkmaktadır. Nrf2'nin aktif hale gelmesi hem antioksidan etki sağlar hemde vücudun detoksifikasyon mekanizmalarını güçlendiren ve enflamasyonu yatıştıran koruyucu kimyasalların üretiminden sorumlu genleri aktif hale getirir. Yani her şey beyin için.

Ceyhun Özçelik

Burada paylaşılan yayınlar hiçbir şekilde herhangi bir şahsa yada kuruma zarar verecek nitelikte değildir. Öyle olduğunu düşünüyorsanız lütfen yukarıda, sağdaki sosyal ağlar menüsüne girerek bana ulaşın ama baştan söyleyim, bu yazı beni bağlamaz :D